Teos’a Korsan Baskını

teos korsan saldırısı

İzmir Arkeoloji Müzesi’ni gezerken bahçedeki eserlerin arasında Korsan Yazıtı başlıklı bir bilgi levhası dikkatimi çekti. Kabaca İsa’dan önce 3. yy’da Seferihisar Teos’da bulunan antik kente yapılan bir korsan saldırısını ve akabinde gelişen olayların anlatıldığı bir kitabe. Yazana göre de kitabe bir evde merdiven taşı olarak kullanılmış, ev yıkılırken üzerindeki yazılar fark edilerek kurtarılmış ve korumaya alınmış. Kitabede yazanlar kabaca şöyle:

 

İ.Ö. 3. yüzyılda, kesin olarak belli olmayan bir tarihte deniz korsanları Teos ve çevresindeki bölgeye saldırmış ve kentin limanı ile stratejik önemi olan noktalarını ele geçirmiştir. Kentin önde gelen yöneticileri ve ileri gelenlerini tutukladıkları ve içlerinde kadınlarla çocukların da bulunduğu özgür yurttaşlardan birçoğunu ise rehin aldıkları anlaşılmaktadır (str. 22-26).

Korsanlar Teoslulardan büyük miktarlarda peşin para ile altın ve gümüş talep ederler. Teosluların bu istenenleri ödemekten başka çareleri kalmamıştır. Korsanların gözleri önünde ve onların izinleri ile Halk Meclisi’ni toplarlar ve aşağıda değinilen kararı alırlar. Yazıt içeriğinden (str.65), Teosluların bu meclis kararını aldıkları sırada korsanların hiç olmazsa bir kısmının hâlâ kentte bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır. Fakat yazıtta bu deniz korsanlarının kimler oldukları açıklanmamaktadır. Ancak, yazıtta geçen “ondalık faiz” (οἱ τόκοι δέκατοι) ifadesinden söz konusu korsanların Girit kökenli oldukları çıkarılabilmektedir (bkz. aş. tarihiyorum kısmı).

Yazıtta korsanların Teosluların tüm mal varlıklarının onda birini fidye olarak istedikleri görülmektedir. Bunun anlamı şudur: Teos kentinin tüm sakinlerinin ve kentin teritoryumunda ikamet edenlerin tüm taşınabilir mal varlıklarını, nakit para, altın ve gümüşlerini, değerli eşyalarını, mücevherlerini, purpur (erguvan) renkli kıyafetlerini ve benzeri şeyleri 23 gün içerisinde yemin ederek yazıyla kent yönetimine bildirmek ve tüm bu mal varlıklarının yüzde onunu fidyeyi ödeyebilmesi için kente vermek zorundaydılar (str. 35 vd.). Bu zorunlu teslimat kent tarafından ödünç alınmış bir para olarak belirlenecek ve yüzde on faizlendirilecektir. Yemin ederek beyanda bulunan, yani ödemeyi yapan yurttaşların isimleri ise, levhalara listeler şeklinde yazılarak pazar yerinde halka ilan edilecektir (str. 54-55). Eğer ondalık faizin miktarı kararda saptanan bir Mna’yı (= 100 drahmi, str. 34) aşarsa, bunu aşan ödemeler borç olarak sayılacak ve alacaklılara sonradan ödenecekti. Bu kişilerin de isimleri, baba adları ve ödedikleri miktarlar stellere yazılacaktı (str. 65-67).

Korsanların istediği fidye miktarı toplandıktan ve korsanlar geri çekildikten sonra Teos halkının sahip olduğu mal varlığının genel bir dökümü yapılacak ve bir mal vergisi konulacaktı. Yazıtın son kısımlarında (str. 70-102), verilen sürenin yaklaşık ilk iki gününde bu ödemeleri yapan yurttaşlardan 24 tanesinin isimleri ve ödedikleri miktarlar yazılıdır. Yazıtın verdiği bilgilerden sadece bu 24 kişinin ödediklerinin, 20.000 Aleksandros Drahmi’si, 315 altın sikke, sikke olarak henüz basılmamış altın külçeler, 2.090 yerli Drahmi ve benzeri şeyler olduğu görülmektedir. Bu ödemeler kişi başına düşen miktarın en azından 800-900 Aleksandros Drahmi’si ve yak. 13 altın sikke ile diğer bazı şeyler olduğunu göstermektedir. Bu miktarlar o dönemin koşullarında muazzamdır ve istenen fidyenin miktarı çok büyüktür. Şahin bu miktarların daha iyi anlaşılabilmesi için bir örnek vermektedir (s. 38).

Yine Teos’ta bulunmuş olan ve burada tanıtılan yazıtla yaklaşık aynı döneme tarihlenen bir yazıttan, Polytrous isimli zengin bir Teos vatandaşının bir eğitim vakfı kurduğu ve çeşitli ödemelerde bulunduğu öğrenilmektedir. Yazıtta öğretmenlere ödenecek yıllık maaşların miktarları verilmektedir. Buna göre, müzik öğretmenin maaşı 700 yerli Drahmi, okçuluk öğretmenininki ise sadece 250 yerli Drahmi’dir. Buradan da, en yüksek maaşlı bir öğretmenin yıllık gelirinin Teos’un zengin vatandaşlarının korsanlara ödemek zorunda kaldıkları ondalık faiz miktarının epey altında kaldığı görülmektedir. 20.000 Aleksandros Drahmi’si, 315 altın sikke ve diğer şeyler sadece bir buçuk günde yalnızca 24 kişinin ödediği miktardır. 23 gün boyunca yüzlerce Teos vatandaşının bu listelere geçirildiği ve böylece korsanlara yüz binlerce Drahmi’lik fidye ödemiş oldukları düşünülmelidir. Tüm bu rakamlar aslında, o dönemde orta büyüklükteki bir kentin sosyal ve ekonomik yapısı hakkında da çok değerli bilgiler vermektedir.

Yazıttan Halk Meclisi’nin Teos’ta iki kez toplandığı anlaşılmaktadır. İlk toplantıda ana karar alınmıştır. Bu kararın sadece son kısmı ele geçmiştir: 1.-18. satırlar. İkinci toplantıda ise, ana karara ek kararlar alınmıştır. Buna göre, sadece vatandaşlar değil metoikos’lar da tüm para ve mal varlıklarını vermek zorundadırlar. Ancak, kısa zamanda bu ödemelerden kaçmak için bazılarının çeşitli yollara başvurdukları görülmüş ve bunun önünün alınması için çeşitli önlemler alınmıştır. Bu ikinci meclis kararı, her ne kadar üzerine yazıldığı taş kenarlardan zarar görmüşse de, tam olarak ele geçmiştir: 19.-68. satırlar.

Taş üzerinde daha sonra bir liste yer almaktadır: 69.-102. satırlar. Bu listede ödemeyi yapan vatandaşların ve diğer şahısların isimleri sıralanmaktadır. Bu şahıslar verdikleri altın, gümüş ve paraları yüzde on faiz ile Teos kentine ödünç vermiş olarak kabuledilmişlerdir. Korsanlar fidye olarak gümüş ve altın sikke talep ederek kolay yola başvurmuşlardır. Altın sikke o dönemin parası olan stater’dir. HellenistikDönem’in gümüş sikkesi ise, bu dönemde standart hale getirilen ve üzerinde Büyük İskender’in veya onun ardıllarından (Diadokhoi) birinin portresini taşıyan Drahmi ve Tetradrahmi’dir. Yazıtta korsanların sikkeyi “Aleksandreion = Aleksandros Sikkesi” olarak adlandırdıklarını görmekteyiz. Her iki tarafın da bu isim ile gümüş sikkelerin kastedildiğini bildikleri açıktır. Ancak, korsanların gümüş paranın, yani Aleksandreion’un yanında yerli para Epikhoria’yı aldıkları da anlaşılmaktadır. Teos halkından toplanan altın ve gümüş gereçlerin tartılmasında korsanlar basit bir yöntem izlemişlerdir: Altından malları tartarken, terazinin diğer gözüne, daha önceden ceplerine indirdikleri altın paraları, yani stater’leri koyarak tartmışlardır. Gümüş malları ise, yine daha önceden gaspettikleri gümüşpara, yani Aleksandreion’larla tartmışlardır. Stater ve Aleksandreion’ları ağırlık birimi olarak kullanmışlardır. Korsan çetesinin işini iyi yaptığı ve oldukça profesyonel olduğu anlaşılmaktadır (Merkelbach, Epigr Anat 32,s. 101-102). Kaynak

İLGİLİ:   Kadim Uygarlıklar Belgeseli Netflix

Buraya da akılabilir.

Total
0
Shares
Previous Post
rings of power

The Rings of Power

Next Post
the menu filmi

The Menu

Total
0
Share