Burada Tim Urban’ın bize çook uzak bir geçmiş gibi gelen insanlık tarihindeki bazı önemli anların, bakış açımızı değiştirdiğimizde aslında o kadar da uzak geçmiş olmadığını gördüğümüze değindim.
O yazıyı yazarken aklıma ilk gelen şey yıllar önce Carl Sagan’ın Cosmos’unu izlerken beni en etkileyen kısım olan Kozmik Takvim oldu (https://en.wikipedia.org/wiki/Cosmic_Calendar).
Sagan kozmik takvimde kabaca galaksimizin ortaya çıktığı big bang’den günümüze kadar geçen -yaklaşık 14 Milyar yıllık- süreyi bir takvim yılına yerleştiriyor ve aslında tüm bu uzun tarih silsilesi içinde tüm insanlık olarak kapladığımız alan bakımından ne kadar küçük, önemsiz ve hatta yeni olduğumuzu gözler önüne seriyor. Teliften dolayı Sagan’ın videoları kaldırıldığından Neil deGrasse Tyson versiyonunu paylaşayım:
Robert J. Braidwood’un Tarihöncesi İnsanlar kitabını okurken de benzer bir takvime rastladım. Braidwood da insansı canlıların ortaya çıktığı 3 milyon yıl öncesinden günümüze geçen süreyi bir güne yerleştiriyor:
İnsansı canlıların yeryüzünde yaşadığı 3 milyon yıllık sürenin ne kadar uzun olduğunu anlamak güçtür. (…) Eğer 3 milyon yıllık süreyi 1 gün varsayarsak, şöyle bir görünüm ortaya çıkar: şimdiki zaman gece yarısıdır ve İsa 57 saniye önce doğmuştur. İlk yazılı tarih 2 dakika 20 saniye önce başlamıştır ve saat 23:57’den önceki her şey tarih öncesidir.
Saat 23:57’den önceki herşey tarih öncesidir!